Pazartesi, Şubat 20, 2006
zarif.prens
bir kalbimiz olduğunu ve gözü yaşlı olmak gerektiğini bizlere hatırlatan beyaz atlı, zarif prens... başka ne söylenebilir ki...

ramazan erdoğan
 
@ 11:17 ÖS | Hepisi | 0 Yorum
hakikat denizi
Avucumun içinde ilk tutmaya başladığım zaman mısralarınızı, önce bir anlaşılmazlık denizinde boğulduğumu zannettim. Meğer hakikat denizinin suyuymuş yadırgadığı bedenimin. Suya alıştıkça, kalp üstünde ansızın beliriveren ince bir sızıya dönüştü şiirleriniz. İnce ve zarif bir sızıya...

elif pınar
 
@ 11:14 ÖS | Hepisi | 0 Yorum
delikanlı rüzgar
Şair deyince; delikanlı rüzgarıyla ilk o gelir davetinize. Saçı sakalı gizli bir doruğun rüzgarında, gözleri dayanılmaz bir manzaranın ateşindedir. Bambaşka bir tabiatta görmüştür, bilmiştir, sezmiştir. Susmak istese fırtınaya dönmüştür.
Onu okumaya her gayretimizde-ki-esaslı bir yöneliştir -şiiriyle bütün bir dünyayı, cismi ve ruhuyla baştan sona insanı dolaşırız, başımız ne de güzel döner! Toprağımızın derdine; biz; der yaklaşır, yiğitçe savaşır, kendinden hiç ayrılamadan bilgece düşünür. Ufuklarımızı da, korkularımızı da dostça konuşur bize.
Yaşamayı her cephesiyle kavrayan bu has adam yalnızlığıyla herdem beraberdir. Garip ve yakıcı nasibi sığ sularda eğleştirmez, bir arayış bilincinde tutar onu.
Adı en derin yanlarımızı titretmeye yeter. Çünkü biliriz Cahitliğini, zarifliğini; Halleri böyle yüklüdür, böylece görünür bize. Hiçbir şey diyemezseniz, birden şaşkınlıkla; Cahit Abi! deyiverirsiniz. Dostluğun ne kadar ağır, yazın ne kadar yüksek Cahit Abi. Yiğitliğin pek sevgili, aşkın dosdoğru. El açmadın el kapısına; yoluna sadıksın besbelli. Karanlığı tarttın, silkeledin. Hakikat sofrasından tattın. Görebildiğimizce şahidiz.

Yürek safındayım dedin;
Biz de senin safındayız Cahit Abi

ibrahim edhem
 
@ 11:11 ÖS | Hepisi | 0 Yorum
Cahit Zarifoğlu'nun aziz anısına...
Cahit Zarifoğlu'nun
aziz anısına...

Her kadına bir yalan üfürmüş geceler

Zarifce...
Bir yılan üfürmüş
Kapatmış gözlerini
Sidarta'yı düşünmüş...

Saatler bir kalem gibi kırıldılar
Bir martı
Bir hüzünlü yabancı
Vuruldular.

Karanlık dün gibi paramparça
Sustular...
Tüm duldalar silindi
Gözlerin geldi
Küçücükken büyüyen.
Sözlerine kıydılar.

Bir sütun mermer kenetlendi boğazıma
Akşamın içileninden.
Sordular
Vurdular.

24.02.2004


mustafa cemil efe
 
@ 11:08 ÖS | Hepisi | 0 Yorum