Cumartesi, Nisan 08, 2006
çocuktum
Yaş 25 oldu.yaklaşık 17 yıl önce.Çocuğum.Babam -ki okumayı çok sever- beni zorla Beyazıt'a Sahaflar Çarşısına götürdü. Bir kaset birkaç ta kitap aldık. Ben çocukça yaşamak isterdim o sırada hani mahallede top oynamak falan. Tabi elinden tutulup zorla kitap almaya götürülen kaç çocuk vardır ki. Eve geldiğim zaman sinirim ve sıkıntım geçmiş olacka ki heyecenla poşetlere saldırdım. Bir kaset Üç kitap. Kaset bant tiyatrosu katıraslan. Kitabı da elimde, ipekkuyruklu uçurtma ikinci kitabım. Üçüncü kitap hangisiydi hatırlamıyorum ama yaralı keklik gibi birşeydi.Gün ola ki benimde çocuklarım olur ve ellerinde tutarak götürürüm kitap almaya. İş olcağına vardı ve yazmaya Cahit Bey ile başladım. Okuduklarım etki etmiş olacak ki yazdığım yazılar yüklemden özneye doğru sırlanıyor. Hayır zaten anlatmak için yazmıyorum. Yazdıklarım da takdir ediliyor değil. Bunu da istemem işin aslı. İçimden geldiği için yapmak isterim yazı yazmayı birileri istiyor diye değil. Demem o ki beni mahveden okudukça içinde kaybolduğum ve yazarak kendimi bulduğum Cahit Zarifoğlu da varmış dünyada . İsterdim, en azından oturduğu masanın karşısında bir yerde oturup onu dinlemeyi. Olmadı bir bardak olsun çay ikram etmeyi.Olmadı fırçasını yemeyi. Tek kelime olsun duymak isterdim. şimdi arkadaşlar diyorlar ki yazdıkların kelime kelime bakılınca çok anlamlı ama arka arkaya konuunca içinden çıkamyoruz. Diyorum ki bana dağil cahit abiye söyleyin. düşüncelere dalıyorlar.

ömer fahreddin kara
 
@ 8:48 ÖS | Hepisi |


0 Yorumlar: